Cinsiyet ya da “cinsel kimlik” kişinin cinselliğinin biyolojik özelliklerini yansıtır. Bunlar; kromozomlar, cinsel salgı bezleri, hormonal içerik, dış ve iç cinsel organlar ve ikincil cinsiyet özellikleridir. Gelişim sırasında bu özellikler kuşkuya yer vermeyecek şekilde kişinin kadın ya da erkek olarak cinsiyetini belirlememizi sağlar.
Cinsiyet kimliği ise kişinin kendi kadınlığı ya da erkekliği hakkındaki duyumsamasıdır. Daha 2-3 yaşlarında herkesin kendi hakkında “ben kadınım” ya da “ben erkeğim” şeklinde sağlam bir kanaati vardır. O nedenle de cinsiyet kimliği kadınlık ya da erkekliğe ilişkin davranışın psikolojik yönüdür. Bu sosyal bir olgudur ve kazanılmasında kişinin hayatında belirgin rolü olan kişilerin etkisi önem taşır.
Cinsiyet rolü toplumda cinslere atfedilen roller, toplumsal cinsiyet kavramının bir parçasıdır. Kişinin toplumda kendisini erkek veya kadın konumunda göstermek için yaptığı ve söylediği şeylerin tümü olarak tanımlanabilir.
Cinsel yönelimse, kişinin cinsel dürtülerinin yönlendiği cinse göre tanımlanır: karşı cinse (heteroseksüel), aynı cinse (homoseksüel) veya her iki cinse de (biseksüel) olabilir.
Doğal olarak tüm insanlar cinseldir. Cinsellik hayatın yaşamsal, sağlıklı ve ayrılmaz bir parçasıdır. Cinselliğin bedensel, duygusal, toplumsal, ahlaki ve dini boyutları vardır. Bireyler, yaşamı renklendiren, daha keyifli ve eğlenceli hale getiren cinselliği tüm hayatları boyunca sürdürürler. Cinsellik, genel iyilik halinin bir parçasıdır ve diğer yaşamsal ihtiyaçlarla uyum içinde olmalıdır. Cinsel duygular, fanteziler ve arzular doğaldır ve bütün yaşam boyunca da vardır.
Pek çok kişi, cinsel gelişimin sadece cinsel organların gelişimi ve üreme yeteneğinin kazanılması anlamına geldiğini düşünür. Bu nedenle de cinsel gelişimin ergenlik çağında başladığına ve yetişkinlikten yaşlılığa geçişte yani üreme yeteneğinin yitirilmesiyle sona erdiğine inanır. Oysa, daha ilk oluşum anında biyolojik cinsiyetimizin belirlenmesiyle başlayan bu süreç yaşamımızın sonuna kadar devam eder.
1. Cinsel Yakınlık
Cinsel yakınlık, cinselliğin karşı cins, aynı cins ya da her iki cinsle yakın beden teması olarak haz duyacak şekilde yaşanmasıdır. Çiftler hoş duygular içinde birbirine yakın olmak, sohbet etmek, dokunmak, sarılmak, öpüşmek, masaj yapmak, birlikte banyo yapmak, birlikte mastürbasyon yapmak ya da cinsel birleşme yollarıyla birlikte haz duyarak cinselliklerini paylaşabilirler. Öte yandan aşk, karşılıklı beğenme, birlikte olmaktan mutlu olma ve bu konuda hayaller kurma, yalnızca bakışma bile cinsel bir yaşantı anlamına gelebilir. Cinsel organların birleşmesi, cinsel eylemlerden sadece birisidir ve cinsel eşin isteği ya da özelliğine göre vajina-penis, anüs-penis, ağız-penis ya da ağız-vajina ile olabilir.
Ancak, vajinal ilişki diğer ilişki biçimlerinden farklı olarak, önlem alınmazsa gebe kalma riski taşır. Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar açısından en riskli olan ilişki korunmasız anüs-penis ilişkisidir.
2. Sorumlu ve Güvenli Cinsel Davranış
Cinsel yakınlıklar sırasında karşılıklı güven, dürüstlük, açıklık ve saygı yaşantının mutluluk vermesini sağlar. Kişiler birbirlerine karşı iradeli ve sorumlu davranmalı, herkesin bir mahremiyeti ve değeri olduğunu akıllarından çıkarmamalıdırlar. Cinsellik asla sömürücü ve/veya zorlayıcı olmamalıdır. Tüm cinsel davranış ve kararların sonuçları vardır. Kişiler sonuçlarına hazır olmadıkları eylemlerde bulunduklarında zarar görebilirler. Cinsellik, ilk önce kendini tanımakla başlar ve ancak kendisini seven, sayan ve güvenen bir insan karşısındakine de bu olumlu duygularla yönelebilir.
Sağlıklı bir cinsel yaşam başıboş ve kuralsız değildir. Her cinsel davranışın kaçınılmaz sonuçları olduğu gözardı edilmemelidir. Bireyler olgun bir cinsel yaşantıya ve sonuçlarına bedensel, toplumdaki konumları ve duygusal açıdan hazır oluncaya kadar cinsel davranışlarını erteleyebilme sorumluluğunu alabilmelidirler. Toplumsal bir varlık olan insan, toplumun değer yargılarından bağımsız hareket ettiğinde, bunun sonuçlarıyla başa çıkabilecek yeterliliğe sahip değilse, günlük yaşam, toplum içindeki yeri, geleceği ile ilgili sorunlar, dolayısıyla kendi ruh sağlığı da olumsuz yönde etkilenecektir.
KARŞILIKLI SEVGİ VE SAYGIYA DAYANAN BİR İLİŞKİDE CİNSELLİK DAHA MUTLULUK VERİCİ OLACAKTIR. BİR İNSANIN BAŞKA BİR İNSANA CİNSEL YAKINLIK DUYMASI, HER CİNSEL EŞ İÇİN FARKLI DAVRANIŞLARI İÇEREBİLİR. BU NEDENLE ÇİFTLER, KENDİ ARALARINDA SEVDİKLERİ VEYA SEVMEDİKLERİ CİNSEL DAVRANIŞLARI KONUŞMALIDIRLAR. HİÇ KİMSE HOŞLANMADIĞI BİR CİNSEL DAVRANIŞI YAŞAMAK YA DA SÜRDÜRMEK ZORUNDA DEĞİLDİR.
Cinsel yakınlıkların yaşanmasında bireylerin karşılıklı sorumlulukları duygular kadar bedensel sağlığı da içerir. İstenmeyen gebeliklerden ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan korunmak, paylaşılması gereken bir diğer sorumluluktur. Hem gebelikten hem de cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan korunmanın en etkili yolu cinsel birleşme sırasında kadın ya da erkeğin kondom kullanmasıdır.