Cinsellikle ilgili konularda bedensel, duygusal ve toplumdaki konum açısından iyilik halinde olmak, cinsel sağlığımızı tanımlar. Mutlu ve güvenli bir cinsel yaşam sürme, üreme yeteneğine sahip olup, bu yeteneği koruma ve isteyince kullanma hakkının kadın/erkek, genç/yaşlı herkes için temel haklardan biri olduğu, 1994 yılında Kahire’de yapılan Birleşmiş Milletler Kalkınma ve Nüfus Konferansı’nda öngörülmüştür. Üreme Hakkı olarak tanımlanan bu öngörüyü sağlayan hizmetler üreme sağlığı hizmetleri olarak belirlenmiştir. Tüm üye ülkeler de, vatandaşlarına bu hakkı kullanma ve üreme sağlığı eğitimini üreme çağı öncesinde edinme olanağı sağlamak üzere söz vermiştir.
Ergenler ve gençler için önemli olan, erişkin yaşamına geçerken, içinde yaşadıkları ortamla uyum içinde cinselliklerini yaşamayı öğrenmeleridir. Ergenler ve gençler ruh sağlığı açısından başkalarına ve kendilerine zarar vermeden, bedensel sağlıklarını kötü etkilemeden, toplumda kendilerini zor duruma sokmadan diğer alanlarda olduğu kadar cinsellik konusunda da tutum ve davranışlarını yönlendirebilmelidirler.
Çoğu toplumda cinsellik hakkında ortak ve yaygın olan YANLIŞ İNANIŞLAR vardır. Öncelikle bu yanlışları ortadan kaldırmaya çaba göstermeliyiz. Bunlardan en önemli birkaçı, yukarıdaki bilgileri pekiştirmek amacıyla aşağıda sunulmuştur:
- Erkek cinsel ilişkiyi her zaman ister ve buna hazırdır.
- Sevişmeyi başlatan kadın ahlaksızdır.
- Sevişmek cinsel birleşme demektir; bunun dışındakiler önemsizdir.
- Erkeğin penisi sertleştiğinde en yakın zamanda boşalmalıdır.
- Eşler birbirlerini sevdikleri taktirde sevişmekten nasıl zevk alabileceklerini bilirler.
- Sevişme her zaman doğal ve kendiliğinden olmalıdır; sevişme hakkında konuşmak veya düşünmek onu bozar.
- Her erkek her kadına nasıl zevk vereceğini bilmelidir.
- Cinsellikten zevk alan kadınlar çok deneyimlidir.