Ana Sayfa » Ak Portföy Genel Müdürü Mehmet Ali Ersarı (MBA’97)

Ak Portföy Genel Müdürü Mehmet Ali Ersarı (MBA’97)

(Dergi Bilkent 41. sayı – Haziran 2024)

Mehmet Ali Ersarı Linkedin Profili

 

Ak Portföy Genel Müdürü Mehmet Ali Ersarı (MBA 1997) ile kariyer öyküsünü ve yatırım dünyasını konuştuk.

 

Bilkent’ten sonra kariyeriniz nasıl gelişti? Ak Portföy’e ne zaman katıldınız?

Bilkent Üniversitesi’nden MBA derecemi aldıktan sonra, kariyerime Interbank’ın yönetici adayı programında başladım. Bu başlangıç, aslında Interbank’ın Bilkent MBA sınıfına yaptığı tanıtım ziyaretiyle tetiklenmiş bir seçimdi benim için. Programın devamında bankanın Hazine Birimi’nde görev aldım.

Daha sonra Osmanlı Bankası’nın Hazine Birimi’nde, döviz ve faiz masalarında yönetici pozisyonlarında bulundum; Garanti Bankası birleşmesini takiben bu bankada Faiz Ürünleri Birimi’nin yöneticiliğini üstlendim. Ardından ABN AMRO Bank’ın hazine direktörü olarak kariyerime devam ettim ve bankanın Global Liderlik Programı’nda yer aldım.

2008 yılında yatırım yönetiminden sorumlu genel müdür yardımcısı – CIO unvanıyla Ak Portföy’e katıldım. 2018’in başından bu yana Ak Portföy genel müdürü olarak kariyerimi sürdürüyorum. 2021 – 2023 yılları arasında portföy yönetimi sektörünün gelişimine uzun yıllardır katkı sağlayan ve sermaye piyasalarının en önemli aktörlerinden biri olan Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği – TKYD’nin başkanlığını üstlendim. Aynı zamanda Avrupa Fon ve Varlık Yönetimi Birliği – EFAMA yönetim kurulunda görev aldım.

 

Bankacılıktan portföy yönetimine yönelmenizin altyapısında neler yatıyor?
Bankacılık çok genel bir ifade ve bünyesinde çok farklı iş alanlarını barındıran bir sektör. Bankacılığı seçmemdeki temel sebep, kendimi finansa daha yakın hissetmiş olmamdı. Hazine tercihim ise yönetici adayı programı sırasında netleşti. Hazine ve finansal piyasaların dinamizmi bana oldukça cazip geldi. Daha da önemlisi, çalıştığım şirketin kalbinde, en temel fonksiyonlardan birinde yer almanın kariyerim açısından en doğru yol olacağına inandım.

Portföy yönetimine geçiş, biraz da işin doğasında yer alan patikalardan birisi. Özellikle yurt dışına, sermaye piyasaları belirli olgunluğa ulaşmış ülkelere baktığınız zaman, banka hazinelerinde çalışanların bir noktada “buy side” olarak adlandırılan portföy yönetim şirketlerine geçmek gibi bir hedefi olduğunu görürsünüz. Temelde yapılan iş çok benzer; her ikisinde de finansal piyasalarda belirli bir risk – getiri dengesi içerisinde değer üretmeye çalışırsınız. Birisinde çalıştığınız banka için, diğerinde ise yatırımcılar için yaparsınız bunu.

Portföy yönetimi sektöründen teklif geldiğinde, sermaye piyasalarının ve bilhassa yatırım fonlarının hane halkı tasarruflarındaki payına bakarak, buradaki büyüme potansiyeline inanarak karar verdim. Bugün sektörün geldiği noktayı düşününce doğru bir karar vermiş olduğumu görüyorum.

 

Portföy yönetiminde 2023 yılı nasıl geçti? 2024’teki sektör hangi yönde ilerleyebilir?
Büyüme ve değişimin yaşandığı, tasarruf sahiplerinin özellikle yatırım fonlarına ve sermaye piyasalarına ilgisinin arttığı, önemli bir yıldı 2023. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sürdürülebilirlik uygulamaları ve yapay zekâ gibi teknolojik yeniliklerin başı çektiği, küresel ekonomik dönüşüme yön veren eğilimlerin yatırım araçları içindeki payı yükseldi. Bu da hem yatırımcıların hem de yatırım yapılan sektörlerin güçlü bir ekonomik değer üretmesine zemin yarattı. Biz de tasarruf eğiliminin yaygınlaşabilmesini desteklemek adına yatırımcılarımıza kolay, anlaşılır ve ulaşılabilir ürünler tasarlamaya, farklı varlık sınıflarına ve yatırım temalarına daha kolay yatırım yapabilme imkânı sunmaya odaklandık.

2024’te hem yurt içinde hem yurt dışında artan faizler, yatırım tercihlerini de etkileyecektir. Artan fırsat maliyeti, başta hisse senetleri olmak üzere riskli varlıklara ilgiyi sınırlandırırken, uzun süredir gündemden düşmüş olan para piyasası fonları ve özel sektör tahvil fonları gibi yatırım araçları yeniden önemli birer seçenek oluşturacaktır. Temalar açısından ise teknolojiye, bankacılığa, temettü dağıtan şirketlere ve değer odaklı şirketlere yatırım yapan fonların öne çıkacağını düşünüyoruz.

Sürdürülebilirlik gündemi ve teknolojideki dönüşüm, yatırımdaki yeni temalar bakımından da son derece belirleyici bir rol oynuyor. Yeşil dönüşüm sadece toplumu ve çevreyi değil, ekonomiyi de doğrudan etkiliyor. Hayatımızın her alanında karşımıza çıkan yapay zekâ teknolojileri ve bunlara dayalı ürünler dev bir pazar potansiyeli oluşturuyor. Bu gibi eğilimler, önümüzdeki yıllarda da yatırım temaları üzerinde yansıma bulmaya devam edecektir.

 

Pandemi, insanların evde yatırım araçlarına ilişkin bilgi edinmeye daha çok vakit bulduğu bir süreç miydi? O dönemin getirdiği talep sürüyor mu?

Pandemi, gerçekten de insanların yatırımlarıyla daha çok ilgilendiği ve yeni yatırım araçlarını keşfettiği bir dönem oldu. Biz de ürün, hizmet ve iş süreçlerimizi pandemi öncesinde dönüştürmüş olmamız sayesinde, o dönemi çok başarılı bir şekilde geçirdik.

Özellikle sermaye piyasalarına artan ilgiyle birlikte yatırımcılar geleneksel yatırım araçlarının yanına farklı alternatifler eklemede daha istekliydi. Bu doğrultuda gerek borsadaki gerekse yatırım fonlarındaki yatırımcı sayılarında kayda değer artışlar gerçekleşti. Bu ivmenin devam ediyor oluşunu memnuniyetle izliyoruz.

 

Türkiye’deki yatırımcı profilini tanımlayabilir misiniz? Türk insanının gözündeki ideal yatırım portföyünde hangi kalemler var?

Yatırımcıların gelecekleriyle ilgili yeni ve yaratıcı kararlar alma konusunda daha istekli olduğunu, geleneksel yatırımcılarda bile bakış açısının değişmeye başladığını gözlemliyoruz. Tasarruf sahipleri, yatırım fırsatlarına daha uzun vadeli bakmaya başladı.

Çok farklı ihtiyaçları ve stratejik hedefleri olan yatırımcılar, hızla değişen yatırım evreninde kendileri için en doğru portföyü oluşturmayı amaçlıyor. Mevduat, döviz ve altın gibi geleneksel yatırım araçları portföylerde önemli yer tutmaya devam ederken, son dönemde farklı sermaye piyasası araçları ve özellikle yatırım fonları portföylerde giderek daha fazla yer almaya başladı. Öne çıkan trendleri incelediğimizde de küresel piyasalarla benzerlik görüyoruz.

Önümüzdeki dönemde tasarruf bilincinin güçlendirilmesi ve uzun vadeli bir perspektife sahip olmak yatırımcı davranışlarında önemli rol oynayacak; yatırım kültürünü arzu ettiğimiz seviyeye taşıyacak başlıca unsurlar arasında olacak. Yatırım fonlarımızın tasarruf sahiplerine güçlü değer önermeleri sunmasını önemsiyoruz. Değişen yatırımcı ihtiyaçlarını çok yakından izliyoruz. Her yatırım beklentisini karşılayan bir yatırım aracı ürün spektrumumuz içinde yer alabiliyor. Genç ve dinamik bir şirket kimliğiyle geleceği şekillendiren alanlara yatırım imkânı verecek ürünler sunmaya devam edeceğiz.

 

Portföy yönetiminde öncelikleriniz var mı? Stratejilerinizi hangi parametrelere göre oluşturuyorsunuz?
Yatırım evrenindeki güçlü dönüşümün öncülüğünü üstlenme hedefiyle ilerliyoruz. Yüksek bir kalite bilinciyle toplumumuza daha büyük bir katkı sağlayabilmek için çok katmanlı bir stratejiye sahibiz. Bu doğrultuda teknolojiye ve dijital dönüşüme sürekli yatırım yapıyoruz. Yatırımcılarımızın gereksinimlerini göz önünde bulundurarak dünya standartlarında yeni nesil ürün ve hizmetler sunmayı sürdürüyoruz.

 

Riskin ve stresin iç içe olduğu bir alandasınız. Bu iki kavramı bireysel ve kurumsal anlamda nasıl yönetiyorsunuz?
Uzun yıllar boyunca bu sektörün içinde yer aldığınızda adrenalini enerji kaynağına dönüştürebiliyorsunuz. Birlikte çalıştığım arkadaşlarımın da günlük streslerinden uzaklaşmaları için iş ve özel yaşam dengesini korumalarına özen gösteriyoruz.

Açık iletişim ve ortak akıl, süreçleri yönetebilmek adına önem verdiğimiz diğer konular. Riski yönetmek ise kurumsal uzmanlığımız. Yetenekli ve tecrübeli insan kaynağımız, detaylandırılmış yatırım süreçlerimiz bu noktada öne çıkıyor.

 

Yatırımın geleceğinde neler var? Kurumunuzun hedefleri neler?
Tematik ürünlerin yatırımın geleceği açısından büyük bir önem taşıdığına
inanıyoruz. Sürdürülebilir büyümeyi ve yeşil dönüşümü desteklemek üzere oluşturduğumuz alternatif enerji, sağlık sektörü, elektrikli ve otonom araç teknolojileri, tarım ve gıda teknolojileri temalı fonlarımız, Türkiye’de ilk kez London Stock Exchange Group – LSEG ve Morgan Stanley Capital International – MSCI’dan Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim – ESG notları alan fonlar oldu.

Öncülüğünü yaptığımız Girişim Sermayesi Yatırım Fonları ise yatırımcılara ve girişimcilere yepyeni ufuklar açıyor. Söz konusu fonlar, bir yandan Türk girişimcilerin dünya ligine ulaşması için gerekli kaynağı sağlarken, diğer yandan da yatırımcılara bu değerlere henüz yolun başındayken ortak olma imkânı veriyor.

600 milyar TL’yi aşan varlık hacmimizle Türkiye’nin en büyük özel portföy yönetim şirketi olarak topluma değer katmayı sorumluluk görüyoruz. World Finance tarafından 5 yıldır “Türkiye’nin En İyi Yatırım Yönetimi Şirketi” seçiliyoruz. IPE Top 500 listesindeki dünyanın en büyük 500 portföy yönetim şirketi arasında bu yıl bir kez daha yerimizi aldık. Türkiye’nin geleceğine olan güvenimiz doğrultusunda liderliğimizi sürdürerek tüm paydaşlarımız için yarattığımız değeri güçlendirmek en temel hedefimiz.

Ayrıca belirtmek isterim ki bugün Türkiye’de ilk kez portföy yönetimi hizmetini dijitalleştirerek Akbank Mobil’e taşımanın heyecanını yaşıyoruz. Süreçlerimizi bir fintek şirketinin işleyişine benzer şekilde yöneterek bu ürünü modelledik ve geliştirdik. Dünyadaki en ileri yatırım bilgi birikimini en iyi teknoloji çözümleriyle birleştirerek portföy yönetimi hizmetini geniş kitlelere ulaştırmayı ve çıtayı en yukarıya taşımayı amaçlıyoruz. Bu teknolojiler, yeni kuşağın da artan ilgisiyle, tasarruf sahiplerine portföy yönetim ürünlerimizi ve yatırım danışmanlığı hizmetlerimizi sunduğumuz temel araçlar olmaya devam edecek.

Üst düzey yöneticiliğinize yön veren prensiplerden söz edebilir misiniz?
Bu konuda söyleyebileceğim çok şey var; ancak çok önemli olduğunu düşündüğüm bir konuyu öncelikle paylaşmak isterim. Hayatta mutluluğun da mutsuzluğun da bulaşıcı olduğunu düşünüyorum; bu durum iş hayatında da geçerli. Birlikte çalıştığım insanların işe mutlu gelmelerini fazlasıyla önemsiyorum. Açık iletişimin, ortak aklın, birlikte ve sürekli öğrenmenin, başarılı kurum kültürünün ayrılmaz birer parçası olması gerektiğine inanıyorum.

 

Ekibinizde Bilkentliler var mı?
Ak Portföy’de benim gibi 8 çalışma arkadaşımız daha Bilkentli. Hepimiz bu ayrıcalığa sahip olmaktan büyük bir mutluluk ve gurur duyuyoruz.

 

Bilkent’in profesyonel yaşantınıza katkılarını öğrenebilir miyiz?
Ben aslında bir mühendisim. Bilkent Üniversitesi’nden aldığım MBA derecemle birlikte kariyerim tamamen farklı bir yöne evrildi; hatta iş hayatına attığım ilk adıma Bilkent’in vesile olduğuna söyleşinin başında değinmiştim. O dönem beraber okuduğumuz birbirinden başarılı ve değerli arkadaşlarımla, iş hayatımın farklı dönemlerinde birlikte yürümeye devam ettik.