(Dergi Bilkent 38. sayı – Aralık 2022)
Şişecam Genel Müdürü Görkem Elverici (MBA 1998), dergimize kariyerinin ve sektörünün yapı taşlarını anlattı.
Söyleşiye iş yaşamınızın ilk adımlarıyla başlayabilir miyiz?
1976’da Ankara’da doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi TED Ankara Koleji’nde tamamladım. ODTÜ İnşaat Mühendisliği’nden 1996’da mezun olduktan sonra inşaat mühendisi olarak iş hayatına başladım ve eş zamanlı olarak Bilkent Üniversitesi’nde MBA programına devam ettim. MBA sonrası karşıma farklı sektörlerden şirketlerde çalışma fırsatları çıktı. Hatta aynı dönemde ABD’de doktora yapma ihtimalim de doğdu; fakat yurt dışına gitmeyi tercih etmedim. Yatırım bankacılığı alanında çalışmak istediğime karar verdim.
Bu kararı aldığım dönemlerde yatırım bankacılığı Türkiye’de yeterince gelişmemişti. Bankacılığı en iyi öğrenebileceğim yerde, İş Bankası Teftiş Kurulu’nda müfettiş yardımcısı olarak çalışmaya başladım. Teftiş Kurulu’nda müfettiş olarak 3 sene boyunca şube, genel müdürlük birimleri ve iştirak denetimlerinde çalıştım. Sonra 4 sene kadar genel müdürlük adına danışmanlık projelerinde görev aldım. Yaklaşık bir yıl HSBC Türkiye ve İngiltere’de, 4 yıl Deloitte bünyesinde finansal hizmetler sektörü için yönetim danışmanlığı yaptım. Deloitte sonrasında üç yıl Accenture’da finansal hizmetler sektörünün yönetim danışmanlığı liderliğini üstlendim; aynı zamanda bölge strateji hizmetlerinden de sorumluydum.
Şişecam’a geçme kararını nasıl aldınız?
Yaklaşık 7 yıl İş Bankası’nda bankacılık ve 8 yıl çeşitli şirketlerde yönetim danışmanlığı deneyimi kazandıktan sonra Şişecam’a katıldım. Finans ve özellikle yönetim danışmanlığı sektörlerinde edindiğim tecrübeyi sadece bankacılık ve sigortacılık alanında değil, Şişecam gibi uluslararası ve köklü bir sanayi kuruluşunda kullanmanın kendime ve kurumuma faydalı olacağını düşündüm. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün özel direktifleriyle kurulan bu şirkette görev almayı çok büyük bir heyecanla kabul ettim.
Genel müdürlük atamanıza dek Şişecam’da hangi görevleri üstlendiniz?
Şişecam’a 1 Mart 2013’te, Düzcam Grubu mali işler direktörü unvanıyla katıldım. Mayıs 2014’ten başlayarak yaklaşık 7 yıl Şişecam’ın mali işler başkanlığı görevini sürdürdüm. 1 Temmuz 2021 itibarıyla şirketin genel müdürü olarak görev yapıyorum.
Camın endüstriyel, teknolojik ve ekonomik önemi hakkında ne söylemek istersiniz?
Cam, yüzyıllar boyunca insanoğlunun yaşamını etkilemiş ve modern toplumların sosyoekonomik oluşumuna şekil vermiş olan çok kıymetli bir malzemedir. Cam ilk kez M.Ö. 1500’de Mezopotamya’da üretilmiş. Camın hayal gücümüzü zorlayacak genişlikte kullanım alanları var. Ulaşımdan barınmaya, aydınlatmadan üretime, sağlıktan gıdaya, iletişimden sanata, yaşamın hemen her alanında insana dokunan bu malzemenin değeri, özellikle son tüketicide artan çevre duyarlılığıyla birlikte daha çok anlaşıldı.
Tarihsel gelişimine baktığımızda pek çok medeniyet tarafından süs ve avcılık amacıyla kullanılan cam, bugün yüksek teknoloji sayesinde tıptan gıdaya kadar pek çok alanda ana malzeme olarak değerlendiriliyor. Rüzgâr ve güneş enerjisine artan talebin yanı sıra otomotiv gibi sektörlerin çevreye daha duyarlı çözümlere, örneğin yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelimindeki artış da endüstrinin büyümesini destekliyor.
Türkiye’nin cam endüstrisi, 1935’te Atatürk’ün talimatıyla ve İş Bankası öncülüğünde Şişecam’ın kurulmasıyla başlıyor. Cam üretiminde kullanılan kum, soda ve kuvartz açısından zengin bir ülkeyiz. Türkiye’de cam üretiminin yüzde 98’inde yerli hammadde kullanılıyor. Cam üretim kapasitesinin büyük bölümü de Şişecam tarafından karşılanıyor.
Bu noktada camın gezegenimizin sürdürülebilirlik ihtiyaçlarını çözmek, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için en uygun malzeme olduğunu vurgulamakta fayda var. Sürdürülebilir gelecek kavramı, Şişecam’da en önemli önceliğimiz. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları çerçevesinde hayata geçirdiğimiz “CareforNext” stratejimizle gezegeni korumak, toplumu güçlendirmek ve yaşamı dönüştürmek adına sorumluluk alıyoruz.
Bilkent Üniversitesi 2021-2022 akademik yılını Sürdürülebilirlik Yılı ilan etmişti. Şişecam da camın sürdürülebilirliğe katkısı ekseninde Birleşmiş Milletler’in 2022’yi Uluslararası Cam Yılı ilan etmesine destek verdi. Bu ortak paydayı yorumlayabilir misiniz?
Şişecam olarak 2022’nin Birleşmiş Milletler tarafından Cam Yılı ilan edilmesi sürecinde öncü bir rol oynadık. Uluslararası Cam Yılı, dünya çapında döngüsel ekonomi uygulamalarının yaygınlaşması ve sürdürülebilir gelişme çabalarının öne çıkarılması için önemli bir fırsat sunuyor.
Sürekli gelişen ve genişleyen kullanım alanlarıyla uzun vadeli değer sağlayan cam sektörü, sürdürülebilir bir gelecek yaratma konusunda sonsuz bir potansiyel vadediyor; iklim değişikliğiyle mücadelede çevrenin korunması ve enerji tasarrufuna yönelik çözümler üretmeyi, gelecek nesillere daha iyi bir gezegen bırakmayı hedefliyor. Cam Yılı da bu hedefin küresel çapta vurgulanmasında büyük önem taşıyor.
Uluslararası Cam Yılı’nın Bilkent Üniversitesi’nin Sürdürülebilirlik Yılı’na denk gelmesi ise çok güzel bir tesadüf oldu benim açımdan. Bana yönetsel yetkinlikler ve yeni bakış açıları gibi pek çok değer kazandıran üniversitemin, çalışmakta olduğum kurumun gelecek vizyonu ve misyonuna eş değer çalışmalar yürütüyor olmasından mutluluk duydum.
Gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakmak hepimizin sorumluluğu. Ne kadar çok kurum bu sorumluluğu üstlenip taşın altına elini koyarsa, yeni nesillere sağlıklı bir gelecek bırakma şansımız o denli artacaktır.
Piyasanın ve makroekonomik koşulların değişkenliği kurumsal stratejilerinizi nasıl etkiliyor?
Dünya, değişime yönelik ihtiyaçların birdenbire ortaya çıktığı ve uyumlanma kabiliyetinin giderek önem kazandığı bir dönüşümden geçiyor. Covid-19, küresel bir risk olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor. Jeopolitik riskler, hiperenflasyon, durgunluk, enerji kıtlığı ve tedarik zinciri kesintileri gibi birçok konunun aynı anda yönetilmesi gerekiyor. Böylesi bir dönemde risk yönetimi, yatırım kararları ve dönüşüm projeleri ışığında büyüme yolculuğumuzu sürdürüyor, ana faaliyet alanlarımızda dünyanın ilk üçünde yer almayı hedefliyoruz.
Şişecam’ın birleşme sürecinin ardından başlattığı fonksiyonel bazlı faaliyet modeli yapısı neredeyse tamamlandı. Daha da çevikleşen ve yalınlaşan organizasyon yapımız, yeni dünyanın değişen koşullarına hızla uyum sağlamak için esneklik sağlıyor.
Attığımız her adımda stratejik hedeflerimiz ile gezegen, toplum ve yaşamın ahengini geliştirmeye odaklanıyoruz. 24 bin çalışanımızla 4 kıta ve 14 ülkede üretiyor, 150’nin üzerinde ülkeye satış yapıyoruz. Bulunduğumuz her coğrafyada paydaşlarımıza katkıda bulunma hedefi bana hem ciddi bir sorumluluk yüklüyor hem de büyük bir güç veriyor.
Üretim sektöründe dijital dönüşümün önemini düşündüğümüzde Şişecam’ın bu çerçevedeki konumunu değerlendirebilir misiniz?
Şişecam’ın tüm ülkelerini ve fonksiyonlarını kapsayan, bize en zorlu şartlarda bile büyüme ve gelişme gücü kattığına inandığımız dijital dönüşüm yolculuğumuzu 2023’te tamamlamış olmayı amaçlıyoruz. Şişecam, rakamlarla ve verilerle desteklenen rasyonel kararların alındığı bir kültürle yönetiliyor. Veri bilimi çalışmalarıyla sahadaki üretim verimliliğini arttırma hedefimiz var. Büyük veri platformumuzda fabrikalardan topladığımız verilerin dijital ikizlerini oluşturuyoruz. Dijital sistem mimarimizi çoklu hibrit bulut ortamlara taşıyoruz.
Yeni teknolojileri yakından takip ediyoruz. Güvenli ödeme yönetimi sistemi ve dijitalleştirdiğimiz global hazine yönetimi operasyonlarımızla iki uluslararası ödül aldık. Blokzincir teknolojisi ve bu teknolojinin beraberinde getirdiği kripto varlıklar, NFT’ler ve metaverse evrenleriyle de ilgiliyiz. Metaverse dünyasına aracılık eden sanal gerçeklik gözlüklerine dair geliştirdiğimiz Global Oryantasyon Sanal Gerçeklik Uygulaması, Şişecam’a ilişkin bilgileri dijital olarak veriyor ve 360 derece video teknolojisiyle farklı alanları gezme deneyimi sağlıyor. Üretim İK Sanal Gerçeklik Uygulaması kapsamında ise Yenişehir Cam Ambalaj üretim tesisi çalışanlarımızın makine üzerinde çalışmaya başlamadan önce ilk deneyimlerini sanal ortamda yaşamalarını sağlayacağız. Böylelikle olası iş kazalarının önüne geçmeyi ve asgari düzeye indirmiş olduğumuz kaza oranlarını daha da azaltmayı hedefliyoruz.
Yerel ve uluslararası ölçekte faaliyet gösteren bir şirketin yönetim kademesinde olmak size ne gibi sorumluluklar getiriyor?
Kariyerimde çok farklı alanlarda ve sektörlerde çalışma fırsatı buldum. Kendimi çeşitlendirmeye, bu yolla çalıştığım kurumlara daha faydalı olmaya çaba gösterdim. Sadece birlikte doğup büyüdüğüm, okuduğum ya da aynı ülkede yaşadığım insanlarla değil, farklı ülkelerden insanlarla da paylaşabileceğim konularım olsun istedim. İş hayatımı da hep aynı bakış açısı ve yaklaşımla kurgulamaya gayret ettim; hep yüksek tempoda çalışırken alanımdaki gelişmeleri takip etmeyi, kendimi güncellemeyi ve vizyonumu geliştirmeyi çok önemsedim. Yöneticiliğimde anlık çözümler yerine uzun vadede verimlilik sağlayacak sistemler kurmaya ve çalışma arkadaşlarımı bu sistemleri en iyi şekilde kullanabilecekleri yetkinliklerle donatmaya inandım.
Atatürk’ün girişimleriyle kurulan bir şirketi yönetiyor olmak size neler hissettiriyor?
Şişecam, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonunun ürünüdür. 1929’daki Büyük Buhran’ın ardından dünya yeni bir savaşa doğru yol alırken, Atatürk ve liderliğindeki hükümet de cam sektörünün bağımsızlığımız ve kalkınmamız açısından kritik olduğunu tespit etmiş ve İş Bankası’na bu alanda bir yatırım yapılması talimatını vermiştir. Ben de dünya çapında bir girişimcilik ve başarı hikâyesi olan bu şirketin parçası olmaktan gurur ve onur duyuyorum.
Bilkent’te aldığınız MBA eğitimi kariyerinizle hangi açılardan örtüşüyor?
Finans, rakamların anlattığı hikâyeleri iyi ve doğru yorumlama sanatıdır. MBA eğitimi sürecimle birlikte özellikle işin bu yanından çok keyif aldığımı gördüm. Bu süreçte yapılandırılmış düşünme tekniklerini, etkin iş yapma ve sonuca ulaşma metodolojilerini, sınırlarımı zorlamayı ve kendimi sürekli geliştirmeyi öğrendim. MBA, stratejik ve operasyonel gündemlerim de dâhil olmak üzere, işe ve hayata karşı farklı bir bakış açısı kazandırdı bana. Her şeyden önce öz farkındalığımı artırmamı ve geliştirmeye açık olan yönlerimi keşfetmemi sağladı. Aldığım eğitimler ve edindiğim tecrübelerin değerine inanıyor, insanın gelişiminin sonu olmayan bir yolculuk olduğunu düşünüyorum.