Bilkent Cyberpark’ta oluşturulacak Aysel Sabuncu Beyin Araştırmaları Merkezi’nin temel atma töreninde konuşan Bakan Işık, Türkiye’nin beyin araştırmaları konusunda dünyayla yarışır seviyede olmasının önemine değindi. Dünyanın 4. kuşak disiplinlerarası çalışma yapan üniversitelere odaklandığına dikkati çeken Işık, Bilkent Üniversitesi’nin, bu merkezle söz konusu üniversiteler arasındaki yerini daha da pekiştireceğini belirtti.
Işık, “Temelini atacağımız bu merkez tamamlandığında; moleküler biyoloji, psikoloji ve mühendislik alanlarında çalışan bilim insanlarımızın beyin üzerine disiplinlerarası araştırmalar yapmasını kolaylaştıracak bir ortam oluşturacak” dedi.
Toplam 2 bin 900 metrekareye kurulacak merkezde, laboratuvar ve manyetik rezonans görüntüleme cihazlarının olduğu görüntüleme altyapısının da bulunacağını kaydeden Işık, kurulduğundan bu yana 22 ABD patenti alan Bilkent Üniversitesi Ulusal Manyetik Rezonans Araştırma Merkezi’nin (UMRAM) bu merkeze taşınıp, araştırma imkanlarını büyük ölçüde artıracağına işaret etti.
UMRAM’ın artırılmış imkanlarıyla beyin hastalıklarının tanı ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi alanında çok daha başarılı çalışmalar yürüteceğini vurgulayan Işık, bunun yanı sıra merkezin Bilkent Üniversitesi Sinirbilim yüksek lisans ve doktora programının daha nitelikli çalışmalar yapmasına da imkan sağlayacağını ifade etti.
TÜBİTAK’tan yeni proje
Işık, bakanlık olarak biyoteknoloji ve gen mühendisliği alanındaki önemli çalışmaları desteklediklerini anlattı. TÜBİTAK Gen Mühendisliği ve Bioteknoloji Enstitüsü bünyesinde kanser tedavisine yönelik yerli ilaçların, biyosensör cihazının ve kanamayı durdurucu biyomalzemelerin geliştirilmesi gibi önemli projeleri desteklediklerini belirten Işık, “TÜBİTAK’ta depresyon ve intiharın genetik faktörlerle ilişkisini araştıran bir projeyi başlatıyoruz. Biyoteknoloji Strateji Belgesini hazırladık ve şu anda Yüksek Planlama Kurulunun onayına sunduk” diye konuştu.
Işık, TÜBİTAK’ı, araştırma geliştirme misyonunda özel sektörü destekleyen, “start-up” firmalarla işbirliği yapan, ancak çok güçlü bir “entegratör” kuruluş haline getirmekte kararlı olduklarını söyledi. Işık, şöyle devam etti:
“Bu noktada Bilkent en önemli üniversitelerimizden biri. Bilkent Üniversitesini dereceyle bitiren geçlerimiz, kendi işini kursun, kendi teknolojisini geliştiren çalışmaları yapsın, yanında insanları çalıştırarak Türkiye’nin Ar-Ge ve inovasyon ekosistemine katkıda bulunsun. TÜBİTAK’ı bu anlayışla yeniden yapılandıracağız. İnanıyorum ki Türkiye kendi girişimcisinin yeteneğini çok iyi değerlendirerek, bu alanda dünya ile arasındaki mesafeyi kısa sürede kapatacak.”
Merkezin, Bilkent Üniversitesi’ne, Türkiye’ye ve bilim dünyasına hayırlı olmasını dileyen Fikri Işık, Aysel Sabuncu’nun davranışının Türkiye’de imkanı olan diğer insanlara örnek olmasını temenni etti.
Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdullah Atalar da merkezin binasının yapımına mali katkı sağlayan Aysel Sabuncu’ya teşekkür etti.
Merkezin özellikleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Atalar, beynin içinin moleküler anlamda resmini çeken manyetik rezonans görüntüleme sistemlerinin kullanılacağını ve beynin sırlarının bulunması için gayret edileceğini kaydetti.
Merkezin kurulumu için bağış yapan Aysel Sabuncu ise daha önce Türkiye’de başka üniversitelere de katkıda bulunduğunu kaydetti. Rektör Atalar’ın teklifini tereddütsüz kabul ettiğini ifade eden Sabuncu, üniversitenin ilk kez böyle bir katkı kabul ettiğini vurguladı.
Bağış yapmaktan duyduğu mutluluğu da dile getiren Sabuncu, davranışının, imkanı olan diğer insanlara örnek olmasını temenni etti.